20 Aralık 2014

Tell'em the fairytale gone bad

Bugun evlilik yildonumumuz. 4 yili doldurduk. Genelde birlikte 4 yili doldurduk seklinde kurulur bu cumle ama bizim 'birlikte'ligimiz de suale acik tabii. 

J. Ankara'da. Dun Bruksel'den geldi. Imalarima ragmen buraya gelmedi. Eve bir-iki birsey alacakmis biz tasinmadan once- cok gerekli, cok acil cunku!! Bir buket gul gondermis. Bir de e-mail yazmis: 

"Happy Anniversary, Darling!
These past four years have been the hardest but also the most rewarding in my life because of you… because of the love that you have given me.
I am a work in progress. I know. I hope you will continue to look at me and feel that although I am imperfect, my positive sides still outnumber my weaknesses.
Thank you for continuing to love me.
Thank you for Pasak and Daisy.
Thank you for all the work you do that is necessary to keep our marriage.
Thank you for picking me up when I stumble and fall.
Thank you for pushing me further than I think I can possibly go.
Thank you for calling me during the day, even when I am bad at doing the same.
Thank you for being you!
I love you."

Bense yanit vermedim, telefonlarina cikmiyorum. Tasinma isleriyle ugrastigim icin aglayamiyorum bile, gozyaslarimi itip duruyorum nakliyecilere rezil olmayayim diye. 

Sorup duruyorum: Nasil olup da bir turlu anlasamiyoruz? Nasil oluyor da ne istedigimi bir turlu anlamiyor? Nasil oluyor da istediklerimi hep yanlis zamanlarda, yanlis sirada yapiyor? Nasil oluyor da beni her seferinde bu kadar mutsuz ediyor? Anlamiyorum. Yanit bulamiyorum. 

Onu seviyor muyum, artik bunu bile bilmiyorum. Daha once de ayrilacagimizi dusundugum zamanlar oldu. Ama ilk kez bu sefer sevgimi de sorguluyorum. Ona olan askimi. Bir zamanlar icimden gozumden gonlumden tasan hicbiryere sigdiramadigim ama simdi nerede oldugunu bulamadigim askimi.

Koca bir sene yanimda olmamis bi adamin evlilik yildonumuzde yanimda olacagini dusunmek aptallik miydi?

Krizmis, bizi bilenler gecer diyorlar. Gecer mi ki? 

Sarip sarip dinliyorum:

18 Aralık 2014

"Bazen 'çıt' eder ve aşk biter"

Agustos sonu hissettim, o sacma sapan kavgayi ederken. Birsey ''çıt'' etti ve sanki bambaska bir boyuta gecti. Filmde dendigi gibi bitti mi bilmiyorum, ama bitmediyse bile bitise giden o yola girdi. Donusu var mi su an bilemem. Sadece izliyorum. "Kendimden vazgecemedim iste". Anlattim, kimse anlamadi. 

Son sahne diyaloglari ilgincti, film kotu olsa da. Dusundum: "Benim kahvaltidaki cayima seker attigimi ama digerlerini sekersiz ictigimi hic bilmedi... En cok boynumdan opulmeyi sevdigimi de..."