9 Kasım 2012

Bir kere kaybettiysen kendini bulmak zor is!





Eveett.. Uzun suren bir sessizlik doneminin ardindan yeniden blogosphere'e donus yaptim. Aslinda kendimi toparlamak, ilac etkilerini gosterinceye kadar dusunmekten uzak kalmak icin biraz inzivaya cekilmenin iyi olacagini dusunmustum. Bu arada da:

1. "Iki ayri gezegenin alakasiz iki ayri canlisi olsak bu kadar olurdu" diyen, annesiyle hic anlasamayan ben annemin ziyaretiyle aydinlandim, sakinledim! Hatta annemi gorur gormez havaalaninda aglamaya basladim (!). Ustune anneme ziyaretini uzatmasi icin yalvarip biletini iptal ettirtip bizimle toplamda 1 ay gecirmeye ikna ettim. bu bir ay suresince de dizinin dibinden ayrilmadim.

2. Domestik herseye karsi alerjisi olan ben dikis dikmeye basladim!  Hatta bir dikis makinesi bile aldik. Evin heryerini kirlentlerle donattim. 

3. Piknige bile gitmeyen, toza topraga gelemeyen, hicbir doga manzarasini enteresan bulmayan bir insanken haftasonlarini gecirmek icin haldir haldir dagevi arar oldum. 

4. Balkonda bir "bostan" kurmaya karar verdim. Kendi domateslerim, biberlerim ve ciceklerim olsun istiyorum.  

Ben tum bu yeni ugraslarimin J.'yi mutlu edecegini dusunmustum ama onun tepkisi: "Sen gercekten aklini ytirdin. Sana daha iyi bir psikiyatrist bulmak gerek!" oldu. Hayir, bilsem adamin sonunda benim icin endiselenip kicini kaldirmasina yolacacagini, domates yetistirmeye gecen sene baslardim! 

Hiç yorum yok: